17 Mayıs 2017 Çarşamba

Only The Lonely

Roy Orbison, 23 Nisan 1936'da Vernon, Texas'ta hayata gözlerini açtı. Amerikalı şarkıcı ve söz yazarı olan Orbison, daha lise yıllarında konserler vermeye başladı. Teen Kings adındaki grupları Orbison'un yoğun uraşları sonucunda Sun Records tarafından ilk albümünü piyasaya sürdü. En büyük ilham kaynağı Elvis olan bu gençler çok geçmeden kendi yollarına gitmeyi seçtiler ve Orbison müzik kariyerine hep Elvis'e ulaşma idealiyle devam etti. Kısa sürede Monument Records'un ilgisini üzerine çeken Orbison, Joe Melson ile birlikte şarkı yazmaya başladı. "Only theLonely" isimli şarkıları ile dikkatleri üzerlerine toplamayı başardılar. Bu şarkıyı Elvis için yazmış olmasına rağmen Elvis'in ilgisini çekmemesi onu şarkıyı söyleyerek listelerde üst basamaklara yerleşmesini sağladı. 


























Böylelikle Orbison şöhretin kapısını aralamış oldu. "RunningScared", "Crying", "Candy Man" ve "DreamBaby" gibi eserleri de liste başlarında yer aldı. Görünüşüyle bir türlü barışamaması nedeniyle, diğer rock efsanelerinin aksine Orbison, dergilere yüzünü göstermeyerek  "gizli kimlikli ünlü" ünvanına layık görüldü. 1960'larda bir sürü hit'e imza attı: "In Dreams", "Falling", "Mean Woman Blues" ve "Blue Bayou". Henüz yeni yeni ünlenen The Beatles ile aynı sahneyi paylaştı. Karısının terkettiği zamanlarda Orbison ününün altın çağına erişmişti. Aynı yıl "It's Over" ve efsanevi şarkı "Oh, Pretty Woman"'ı seslendirmesiyle döneminin ve hatta günümüzün en önemli sanatçılarından biri olacağını kanıtladı.
































Fakat bu parlak dönemin ardından eşinden ayrılması sanatçıyı sessiz bir dönem geçirmeye zorladı. 1970 ve 80'lerde birçok sayıda cover albüm ve yeni şarkılar seslendirmeye gayret etti. 1987'de "In Dreams: Greatest Hits" albümüyle tekrar ilgi toplamaya başladı. "Mystery Girl" ve "Traveling Wilburys Vol. 1" ile Orbison eski tahtına tekrar kavuştu fakat sürekli konser talepleri, turlar ve basının ilgisi sanatçıyı bir hayli zorlamaya başladı. Yeni bir imaj için kilo veren Orbison, tüm bu koşuşturmanın içerisinde annesinin evinde yediği yemeğinden sonra henüz 52 yaşında kalp krizi sonucu hayatı sona erdi. Ölümü tüm dünyayı sarstığı gibi, dünya basınının da yoğun ilgisini topladı.
Efsaneye saygıyla...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder