17 Mayıs 2017 Çarşamba

C'mon Everybody

Eddie Cochran, 3 Ekim 1938'de Albert Lea, Minnesota'da hayata gözlerini açarken kimse onu Rock and Roll müziğin en büyüklerinden biri olacağını tahmin etmiyordu elbette. Cochran, daha küçük yaşlarda sevdiği müziğe yine küçük yaşlarda başlayarak bu türün belki de en genç sanatçılarından oldu. 



























Eddie Cochran, bu müzikte kendi şarkılarını yapan sanatçı olarak da bilinmektedir. Bu şarkılarının en önemli olanları; Somethin' Else, C'mon Everybody, Summertime Blues, Jelly Bean ve Eddies Blues'dur.
Eddie Cochran henüz 22 yaşında bir trafik kazasında hayatında kaybetmiştir. Eğer o kadar erken ölmeseydi, hiç şüphesiz, Rock and Roll müzikte en iyisi olacaktı.
Efsaneye saygıyla...


Only The Lonely

Roy Orbison, 23 Nisan 1936'da Vernon, Texas'ta hayata gözlerini açtı. Amerikalı şarkıcı ve söz yazarı olan Orbison, daha lise yıllarında konserler vermeye başladı. Teen Kings adındaki grupları Orbison'un yoğun uraşları sonucunda Sun Records tarafından ilk albümünü piyasaya sürdü. En büyük ilham kaynağı Elvis olan bu gençler çok geçmeden kendi yollarına gitmeyi seçtiler ve Orbison müzik kariyerine hep Elvis'e ulaşma idealiyle devam etti. Kısa sürede Monument Records'un ilgisini üzerine çeken Orbison, Joe Melson ile birlikte şarkı yazmaya başladı. "Only theLonely" isimli şarkıları ile dikkatleri üzerlerine toplamayı başardılar. Bu şarkıyı Elvis için yazmış olmasına rağmen Elvis'in ilgisini çekmemesi onu şarkıyı söyleyerek listelerde üst basamaklara yerleşmesini sağladı. 


























Böylelikle Orbison şöhretin kapısını aralamış oldu. "RunningScared", "Crying", "Candy Man" ve "DreamBaby" gibi eserleri de liste başlarında yer aldı. Görünüşüyle bir türlü barışamaması nedeniyle, diğer rock efsanelerinin aksine Orbison, dergilere yüzünü göstermeyerek  "gizli kimlikli ünlü" ünvanına layık görüldü. 1960'larda bir sürü hit'e imza attı: "In Dreams", "Falling", "Mean Woman Blues" ve "Blue Bayou". Henüz yeni yeni ünlenen The Beatles ile aynı sahneyi paylaştı. Karısının terkettiği zamanlarda Orbison ününün altın çağına erişmişti. Aynı yıl "It's Over" ve efsanevi şarkı "Oh, Pretty Woman"'ı seslendirmesiyle döneminin ve hatta günümüzün en önemli sanatçılarından biri olacağını kanıtladı.
































Fakat bu parlak dönemin ardından eşinden ayrılması sanatçıyı sessiz bir dönem geçirmeye zorladı. 1970 ve 80'lerde birçok sayıda cover albüm ve yeni şarkılar seslendirmeye gayret etti. 1987'de "In Dreams: Greatest Hits" albümüyle tekrar ilgi toplamaya başladı. "Mystery Girl" ve "Traveling Wilburys Vol. 1" ile Orbison eski tahtına tekrar kavuştu fakat sürekli konser talepleri, turlar ve basının ilgisi sanatçıyı bir hayli zorlamaya başladı. Yeni bir imaj için kilo veren Orbison, tüm bu koşuşturmanın içerisinde annesinin evinde yediği yemeğinden sonra henüz 52 yaşında kalp krizi sonucu hayatı sona erdi. Ölümü tüm dünyayı sarstığı gibi, dünya basınının da yoğun ilgisini topladı.
Efsaneye saygıyla...


Hello! I'm Johnny Cash

Johnny Cash, 1932'nin 26 Şubat'ında Kingsland, Arkansas'ta hayata gözlerini açtı. Dört kişilk bir aile olan Cash ailesi, ilk çocuklarını talihsiz bir kazayla kaybetti. Johnny Cash'in babası, bu ölümden küçük oğlu Cash'i sorumlu tuttu. Cash de bu yükün altında oldukça eziliyordu. Müzisyen bir annenin çocuğu olan Cash, daha küçük yaşlarda annesi gibi müzikle ilgilenmeye başladı. Kadife kırçıl bir sesi vardı Cash'in, sonraları Almanya'ya askerlik görevini yapmaya gitti. Askerde çeşitli sahnelere çıktı, burada da devam ettiği müziğine askerden döndükten sonra, gitarist Luther Perkins ve bas gitarist Marshall Grant ile birlikte Tennessee Three grubunu kurdu. Bu grupla o dönem Memphis, Tennessee'de bulunan Sun Records adlı plak şirketinde kayıtlar almaya başladı ve kendi besteledikleri Country şarkılarıyla Country Müzik Listelerine girmeyi başardı. I Walk The Line, o dönemin en meşhur şarkılarından biri haline gelmeyi başardı.



Johnny Cash, yavaş yavaş şöhret basamaklarını tırmanmaya başladı. 4 Aralık 1956'da bir Sun Records ziyareti sırasında Elvis Presley, Jerry LeeLewis ve Carl Perkins'le beraber, daha sonradan, Milyon Dolarlık Dörtlü adını alacak kayıtları doldurdu. Johnny Cash, Sun Records'tan ayrılarak ColumbiaRecords ile anlaştı. Burada da başarılı performans gösteren Cash, Don't take Your Guns to the Ground adlı hit şarkıyı çıkardı. 





Uyuşturucu bağımlılığı kendisine büyük darbeler vurdu, bir keresinde uyuşturucu yüzünden kamyonu alev aldı ve büyük bir çevre tahribatı yarattı. Mahkeme, kendisine 125.000$ ceza kesti. Uyuşturucu Cash'in müzikal yaşamını da olumsuz etkiledi. Şarkıları eskisi kadar dinlenmiyordu ve 1966'da müziğe ara vermek zorunda kaldı. 1968'de bir geri dönüş yapan Cash, uyuşturucuyu da hayatından tamamen çıkardıktan sonra eski başarılı günlerini tekrardan yakaladı. Cash, o dönem hapishane konserlerine başladı ve Johnny Cashat Folsom Prison adlı konseri verdi. Bu konser daha sonra bir albüm oldu ve o albümden Cash'in o albümü hala en önemli konser albümlerinden biri olarak kabul edilmektedir.

Cash, 1969 - 1971 yılları arasında televizyonda Johnny Cash Show'u düzenledi. Bu şovda dönemin ünlü sanatçılarını konuk ediyordu ve çoğu zaman konuk sanatçılarla düet yapıyordu. Cash, 1981 yılında Sun Records'tan arkadaşları Jerry Lee Lewis ve Carl Perkins ile birlikte Almanya'nın Stuttgart şehrinde bir konser düzenledi. Bu üçlünün adı TheSurvivors'tu. O konser de daha sonra The Survivors adını alarak bir albüm haline geldi. Konserde Will The Circle Be Unbroken ve I'll Fly Away gibi çok önemli Gospel eserleri bulunmakta. 1990'lı yıllarda Cash, sağlık sorunlarıyla mücadele etmek zorunda kaldı. Hastalıklar, kendisini müzikal anlamda geriye götürüyordu ve birçok turnesini de iptal emek zorunda kaldı. 1994'te RickPubin'in prodüktörlüğünde Cash, sadece gitarı ile eski Amerikan şarkılarını yorumlayarak American Recordings adlı albümü yayınladı ve o albüm sanılanın aksine çok büyük bir başarı yakaldı ve Cash'e Grammy ödülü kazandırdı. İki yıl sonra bu albümü devam ettirdi ve bu sefer Unchained isminde ikinci albümü piyasaya sürdü. Bu albüm de kendisine Grammy ödülü kazandırdı. 2000 yılında serinin üçüncü albümü Solitary Man ve 2002'deki dördüncü albüm American IV, Cash'in artan sağlık sorunları nedeniyle daha karanlık tondaydı. American IV'ten çıkan Hurt şarkısına bir de klip çeken Cash, eşi June Carter Cash ve kendisinin yeni ve eski görüntülerini kullandı. Cash, 12 Eylül 2003'te ise hayatını kaybetti. 2005 yılında Cash'i anlatan Walk The Line adlı film gösterime girdi. Cash'in ayrıca iki tane otobiyografi kitabı bulunmakta. Man InBlack'e saygıyla…